25 Mayıs 2015 Pazartesi

Aylar Sonra


Bebek güzel şey, en azından düşünce ağlar, kızınca ağlar, eli yanarsa yine ağlar.. Dur ben şimdi ağlamiyim içimde bir yerlere atiyim bi gün bir bahanem olur, toptan ağlarım demez. 
Ağlamayı kontrol edebildiğimiz andan sonra samimiyetsizlik başlıyor işte önce duyguları kaybediyoruz. 

Gecen yıl filandı herhalde, salak bi film izliyorum o kadar salak ki kimseye de teklif edemiyorum birlikte izlemeyi. Soran olursa, soğuktan korunmak için girdim diycem. Ben de her yaşımda ayrı bi salağım çünkü. 

Hani şu hem komik olsun, hem aksiyon olsun sonunda da ağlatırız diye çekilen manik depresif filmler var ya, onlardan. 

Yalniz başımayım ama hiç bir derdim de yok, tek amacım filmden çıkınca "iyyy ne kötüydü yaa aughjsks" diye ekşi sözlükte filan bok atmak. 
Bütün film boyunca tam bir saygısızlık abidesi gibi umarsızca mısır yedim, duygusal sahnelerde hunharca gülüp, komik yerlerde küçümsedim. 
Bi sahne vardı, kız köpeğini kaybediyodu aslında çok komikti çünkü ararken kendi de kayboluyo, bi takım sakarlıklar yapıyordu filan. 
Cola içerken boğazıma bişey düğümlendi, yutkunsan da gitmeyen cinsten bişey. Gözlerim deli gibi yanmaya basladı, nerdeyse kendimi sıkmaktan felç geçiricem.. 
Sonrası, hiç net değil.. Tamamen flu. Gerek gözyaşlarımdan, gerek neye ağladığımı bilmiyor olmamdan sebep flu.
Filmin sonu, mutlu bişeylerdi. Kameranın kavuşan insanlardan, yeşil kırlara doğru döndüğü türden bi final. 
Yanımdaki kadın bana çok üzülmüştü, yardıma ihtiyacım olup olmadigini sordu. İyi olduğumu söyledim. Suyunu bana uzatıp, "Mutlu sonlarda bu kadar ağlanmaz" dedi. 

Yok aslında, bendeki mutlu son alerjisi degildi. O kiz gibi kaybetmek ve istesem kaybettiklerimden kuleler yapabilecek olmaktı. 
Yaşarken, güçlü kalmaya o kadar odaklanmak ki bi an gelip bir yerde patlayınca şaşırmaktı. 

Sinemadan çıkarken, "ayyy ne biliyiiim yaa sinirlerim bozuldu heralde" diyordum kendime. 




Kaybettiğim bazı şeylerin dönmemesi için kendimi yakacağımdan haberim yoktu henüz.  

15 Mayıs 2015 Cuma

Hızlandırılmış Aşk Hikayesi


2015, hızlı aşkların yılıydı. Haftasonu 150 liralık kahvaltı hesabını ödeyebilmek için, bütün hafta çalışan insanların yılıydı. Herkesde aynı laf.. "Aşka vakit yok" 
Tanımaya, tanışmaya, anlatmaya, dinlemeye, hayal kurmaya vakit yok.. 

Hangi departmanda çalıştığını bilmiyordu ama adam güzel gülüyordu. Bi tanışma fırsatı bulsa ama yok yaaa vakit yok. 

Yok yok kesin tanışması lazım yoksa bi gün kalbi ağzından çıkacak..
O mu bi adım atsa? 
Değer mi ki?
Bak yine gülüyo
Bu çalan şarkı çok iyiymiş be resmen ondan bahsediyo. 
Bugün neden işe gelmedi?
Mavi en çok bu adama yakışıyo..
Offf napsa acaba? 
Aşk böyle bişey evet..

Midede kelebekler uçuşmaya başlayınca önce adını öğrendi. 
Facebook'dan hızlıca bir tarama yaparak 5 dk icinde bütün ailesini tanıdı, annesi CHP kadın kolları başkanı gibi kadındı çok korktu. Kardeşi serserinin tekiydi. evlendiklerinde kesin başlarına ekşiycekti canı sıkıldı. Babası tam bir futbol fanatiğiydi. Evde esecek tribün havasını düşündü sinir oldu. Ablası iki canavar annesi, dedikoduyla beslenen bir kadına benziyordu, canavarları evini kemirirken hayal etti, üzüldü. Babanne beyazlar koslayla yıkanmazsa olay çıkaracak bir tip gibiydi ayy fenalık geldi. Özyılmazhan ailesi galiba hiç ona göre değildi.

- Yok kızım yaaaa şimdi baktım. Iyi ki de bakmışım yani, notunu verdim. Ay bi de tanışsam filan diyodum ahahah tam bir vakit kaybıymış. Yok yok hiç tutmadım, o ailesi ne öyle korkunç.. 

Ertesi gün, kelebekler midesini terketmiş gibiydi. 

Gülüşe bak ya joker gibi..
Ayy habire mavi kazak giyiyo başka bişeyi mi yok. 
Adamdaki müzik zevki de korkunçmuş..
Bak yine telefonda, günde elli sefer anneciğini arıyordur kesin..
Offf çok itici..

Kafasında kurduğu adam, kalbindekine uymayınca "sıradakiiiii" diyen kızlardandı. He bi de hiç vakti yoktu biliyorsunuz..
Ama şans işte, vakit ayırmak istemediği adamla, arkadaş ortamında denk gelince tanışmak zorunda kaldı. 
Çok güzel gülüyordu kahretsin.. 
Ahh o canavar yeğenleriyle, maçkolik babası olmasaydı.. 
Elini uzattı. 
"Merhaba Mert, daha önce tanışmış mıydık?"